Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine) 10-100 cm yüksekliginde, sik tüylü, bir senelik bitkiler. Yapraklar el seklinde parçali, uzun sapli, 5-9 yaprakçiklidir. Çiçekleri dik salkim durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yapragi kelebek seklindedir. Yahudi baklasi diye de taninir.
Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir.
Memleketimizde üç türü bulunmaktadir.Beyaz yahudi baklasi: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yillik bir bitkidir.Sari çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dir.Mavi çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Akdeniz çevresi memleketleridir.Kullanildigi yerler: Tohumlarinin idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düsürücü tesiri vardir. Bazi türlerinin kavrulmus tohumlari “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanilmaktadir. Fakat alkaloid tasiyan türlerinin bu sekilde kullanilmasi tehlikelidir.
Acıçigdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses) Boyu 10-30 cm yükseklige ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçali çiçekler açar. Yaprak ve meyvalari ise ilkbaharda ortaya çikar. Sonbaharda çiçek açtigindan dolayi halk arasinda “güz çigdemi” olarak da bilinir.
Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nin sulak çayirlarinda bol miktarda yetisir.
Kullanildigi yerler: Tibbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanilan kismi yumru ve tohumlaridir. Tohum ve yumrularin idrar arttirici, terletici, müshil ve romatizma agrilarini dindirici etkisi vardir. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelligi oldugundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanilabilir. Eskiden halk arasinda romatizma agrilarini dindirmek için haricen kullanilirdi. Bunun için bir tutam aci çigdem tohumu, 2-3 dis sarmisak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kisim da bir tülbente emdirilip, agriyan kisma sarilir. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanir.
Adamotu: (Alraunwurzel / Mandragore / Mandrake) Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yaprakli ve kazik köklü çok yillik otsu bir bitki. Kökleri insana benzedigi için, bu isim verilmistir.
Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güney Anadolu.
Kullanildigi yerler: Kökleri % 0,3 oraninda Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini tasir. Bundan dolayi zehirli bir bitkidir. Agri kesici, yatistirici, cinsel gücü arttirici etkileri vardir. Halen tedavide çesitli preparatlarin terkibinde kullanilmaktadir. Rastgele kullanildiginda zararli olur.
Adasoğanı:(Scille / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima) Zambakgillerden bir çesit bitkidir. Yapraklari uzun serit seklindedir. Çiçekleri yesil ve beyaz damarlidir. 2 kilogram kadar olan sogan kismi, yapraklarinin altindadir. Aci ve zehirlidir. 7,5 gram adasogani, bir insani rahatça öldürebilir.Tazeyken kullanilmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soganin etli olan orta kismi, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanilmamalidir.
Kullanildigi yerler:Idrar söktürür. Kalp hastalarinda vücudda biriken suyu bosaltir. Azotemiyi azaltir. Böbrek hastalari kullanmamalidir.
Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage) Gülgillerden, kendi kendine yetisen ve üzerine armut asilanan bir agaçtir. Yemisi iyice olgunlastiktan sonra yenir.
Kullanildigi yerler: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür.
Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush) Agaç çilegi ve sultan bögürtleni olarak taninir. Haziran-temmuz aylari arasinda beyazimtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çali görünüsünde bir bitkidir. Daglik mintikalarin orman ve korularinda tesadüf edilir. Gövdesi dalli, dikenli ve yatiktir. Yapraklari 3-5 parçali, sivri uçlu, yaprak sapi kivrik dikenlidir. Çiçekler ekseriya dallarin ucunda 5-10 çiçekli salkim halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kirmizi renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve agustos aylarinda olgunlasir. Çogu çesitleri bahçelerde yetistirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralik birakilmak suretiyle dikilir. Ahudutlari her 6-7 senede bir yenilenmelidir.
Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri.
Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyve, çiçek ve yapraklaridir. Meyveler tamamen olgunlastiklari zaman toplanir. Yapraklarinda tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) seker, pektin, uçucu ve sabit yaglar bulunmaktadir. Yapraklari bogaz hastaliklarinda gargara için kullanilir. Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastaliklarinda faydalanilir. Taze olarak, seker ve böbrek hastaliklarinda perhiz yiyecegi olarak istifade edilir. Halk arasinda ishal ve atesli hastaliklara karsi tavsiye edilir
SEDEF
TANIMI:
Sedef hastalığı dirseklerde, dizlerde, baş ve vücutta irili ufaklı batıp çıkan yara benzeri belirtilerdir. Moderin tıpta cild hastalığı olarak kabul gören bu hastalığın çok çeşitleri olduğu belirtilmektedir. Hastalığın oluşu hakkında da çok çeşitli görüşler vardır. Ancak bu hastalığın nedeni kesin olarak bilinmediğinden, moderin tıpta tedaviside kesin olarak henüz yoktur.
SEBEPLERİ: Bu hastalığın kesin sebebi bilinmemekle birlikte bazı görüşler öne sürülmektedir. Bunları şu şekilde sıralıyabiliriz ; * Vücudun ümmin sisteminin herhangi bir nedenden zarar görmesi. * Ani bir şekilde korku, acılı ve üzüntülü bir olayla karşılaşmak. * Genetik etkilere bağlı nedenler. * Bazı görüşlere göre sinir sistemi rahatsızlıklarından. * Bazı görüşlere görede karaciğer rahatsızlıklarından kaynaklanır. * Bilinmeyen bir allerjik rahatsızlığın olması. * Tanımı henüz belirlenemiyen bir vürisün neden olabileciği. * Yukardaki nedenlerden biri ve bir kaçının oluşması halinde sedef hastalığına yakalanma riksi vardır. Bu hastalığa sebep olan nedenleri doğru olarak tesbit edip, o doğrultuda tedavi yapılmaz ise, kalıcı ve kesin bir tedaviden söz etmek doğru olmaz. BELİRTİLERİ: Sedef hastalığının belirtileri, dirsek, dizkapakları, baş ve ye vücudun çeşitli yerlerinde görülen lezyonlardır. Bu hastalığın başka her hangi bir belirtisi yoktur. Ayrıca görünümden başka herhangi bir rahatsızlık söz konusu değildir ve bu hastaların sağlıkları genelde iyidir. Yalnız bazı çeşitleri çok kaşıntı yapar, bazılarıda aşırı derecede iltihaplı romatizmalara sebep olmaktadır. TEDAVİ ŞEKLİ: Sedef hastalığının moderin tıpta kesin bir tedavisi yoktur. Ancak bazı kortizonlu ilaçlarla bu hastlık kontrol altında tutulabilir. Fakat hastalığı kesin tedavi etmez ve kortizonlu ilaçların çeşitli yan etkilerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Ayrıca kortizonlu ilaçları bırakınca hastalık daha şiddetli ve yayılarak yeniden çıkar. Sedef hastalığının şifalı bitkilerle tedavisi mümkündür. Bu hastalığa yeni yakalanan kişilerde kesin ve kalıcı tedavisi kısa bir sürede mümkün, ancak uzun süre hasta olanların tedavileri uzun sürer. Bunların tedavileri iki aşamada gerçekleşir. Şöyleki; hastalık tamamen geçer veya geçmek üzere iken tekrarladığı görülür. Bu durum hastalığın tedavisinin ikinci safhasının başladığını gösterir ve tedaviye sabırla devam edilirse, kesin ve kalıcı tedavi olunur. Hastalığın iki safhada iyileşmesinin sebebi aşağıda izah edilmiştir. Sedef hastası olan şahısların deri hücreleri, hasta olan kısımlarda 4 ile 5 saatte bir, hasta olmayan yerlerdeki deri hücreleri ise, 10 ile 11 saatte bir yenilenir.Sağlıklı normal insanlarda ise bu süre 20 ile 25 saat arasındadır. Yani sedef hastalarında deri hücrelerinin oluşumu, normal insanlara göre hızlı olmaktadır. Hasta olan insanların, normal cildleri ile hasta olan yerleri arsındaki hücrelerin oluşumundaki bu farklılıkdan dolayı, hasta olan yerlere hücre birikmesi olduğundan bu bölgelerde yaraya benzer lezyonlar oluşmaktadır. Belirtilen bu sebebden dolayı, tedaviye başlayan bir sedef hastasında 4 ile 5 saatte bir yenilenen hücrelerin oluşum zamanı 10 ile 11 saate çıkar. Buna karşılık 10 ile 11 saatte oluşan hücrelerde 20 ile 25 saate çıkar. Cildeki hücrelerin oluşumundaki bu fark hastalığın yeniden gözükmesine neden olur. Ancak tedaviye başlamadan önceki durumuna göre hasta yerler daha cılız bir şekilde gözükür. Hücrelerin oluşumundaki bu farklılığı giderince, yani ikinci safha tedaviye devam edilince kalıcı ve kesin sonuç alınır. Tam ve kalıcı bir tedavi için; " BUHARA ŞİFALI BİTKİLER SEDEF SETİ " KULLANIN.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment